Translate

11 Kasım 2012 Pazar

tarihsel süreçte dünya nüfusunun artışı ve değişimi

Dünya nüfusunun tarihsel süreçteki artışı ve değişimi

Cipolla’nın “Dünya Nüfusunun İktisat Tarihi” adlı kitabı, kısaca insanlığın doğuşundan başlayıp günümüze kadar gelen tarihsel süreç içinde geçirdiği devinimi anlatmaktadır.Bu süreç ana hatlarıyla ziraat devrimiyle başlayıp onun ışığında sanayi devrimine geçişi, bu aşamalar sırasında insanlığın enerjiyi nasıl keşfettiğini ve kullandığını, insanlığın nüfus artışı ve ölümlerle nasıl başa çıktığını, bunun doğurduğu ekonomik etkenlere değinmekte ve tüm bunların nereye kadar sürebileceğinin bir öngörüsünü oluşturmaktadır.Kitabın ilk bölümü, insanoğlunun dünyaya gelişini, yaşamayı, barınmayı, yemeyi ve içmeyi öğrenmesini, yazarın yorumuyla hayvani yaşamdan insani yaşama geçişini anlatmaktadır.İlk bölümde dikkati çeken başka bir yorum, insanın dünya üzerinde çok ince bir zar oluşu ve bu zarın o çağlarda dünya için ne kadar önemsiz oluşunu, çok çabuk yok olabileceğinden vurgulanmasıdır.Belki de bu yorum, bahsedilen bu zarın zaman geçtikçe dünyaya ne kadar zarar verebileceğini ve kolay kolay (hatta hiç) yok olmayacağını kitabın ilerleyen bölümlerinde irdeleyecektir.Dünya nüfusu.png

Tarihsel süreç olarak ilk bölümde neolitik çağa geçişin (iktisadi olarak besin toplayıcılından besin üreticiliğine geçiş) MÖ 7000 yıllarında görüldüğünden bahsedilmektedir.Avcılıktan ziraata geçiş bir devrim olmuş ve avcılık kenara itilmiş bir uğraş haline gelmiştir.1780 yıllarında ise avcılık neredeyse tamamen terkedilmiştir.İnsanlar geçimlerini çiftçilikle sağlamaya başlamışlardır.18ın sonlarına gelindiğinde ise sanayi devrimi gerçekleşmiş ve bütün toplumlarda çok köklü değişimler görülmüştür.Sanayi devrimine geçişle birlikte ciddi enerji sorunları ortaya çıkmıştır.Kitabın ikinci bölümü enerji kaynaklarının keşfedilmesi, enerjinin dönüştürülmesi ve bunların ziraat ve sanayi devrimlerinde kullanılmasını anlatmaktadır.İkinci bölümde dikkati çeken bir yorum, enerjinin dönüştürülmesi, bu dönüşüm esnasında kayba uğrayan enerjinin değeri ve insanlığın enerjiyi ne kadar yanlış kullandığına dikkat çekilmek istenmesidir.Bu bölümde, doğadaki besinlerin insanlara nasıl ulaştığı bahsedilmektedir.Ziraat devriminden sonra insanlığın tükettiği enerjinin çoğu bitki, insan ve hayvandan sağlanmaktaydı.O dönemde yer altı ve yer üstü doğal kaynaklar kullanılmamaktaydı.Bahsedilen kaynakların kullanılmaya başlanması sanayi devrimiyle ortaya çıkmıştır.Sanayi devriminden sonra da nüfusun aşırı artmasıyla birlikte büyük bir enerji ihtiyacı çıkmıştır.Bu da insanlığın daha ileri yılları düşünmeden çok büyük bir israfla senelerce sürede oluşan kaynakları hızla tüketmelerine yol açmıştır.Bu bölüm kısaca yukarıda anlatılan olayları belki de biraz da zatarak okuyucuya sunmaktadır.Yazar üçüncü bölümde ise üretim ve tüketim başlığı altında zirai ve sanayi toplumlarını incelemiştir.Zirai toplumda insanların ihtiyaçları kısıtlı olduğundan yaşam için önemi olmayan mallara talep yoktu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder